Periodontoloji

Periodontoloji Hastalıkları

 

diş eti tedavisi

Dişetinde oluşan hastalıklarla ilgilenen bilim dalıdır. Dişler düzgün temizlenmediğinde, üzerlerinde ve aralarında biriken yiyecek artıkları bakteriler üretirler. Bakteri plağı dediğimiz bu birikintiler, diş çürüklerinin ve dişeti iltihaplarının baş sorumlusu olup, zamanla tükürüğün çökelmesi sonucu diş taşlarını oluştururlar.

 

Dişeti iltihabının ilk belirtisi dişetindeki kanamalardır. Dişetlerinde renk, şekil bozuklukları ve ağız kokusu ile kendini daha da belli eder. Dişeti iltihabının neden olduğu diş kayıpları, çürüklerin neden olduğu diş kayıplarından çok daha fazladır. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, Sağlıklı dişeti açık pembe renktedir. Dişe ve kemiğe sıkıca yapışmış olup, portakal kabuğuna benzer parlak-pütürlü bir görünümü vardır. Sağlıklı dişeti kanamaz.

 

Diş Eti Tedavileri

Günümüzde gelişen diş hekimliğinde diş çekimi minimum seviyeye inmiştir. Sadece kökü ağızda kalan dişler bile tedavi edilip ağız içerisinde tutulabilmektedir. Ancak 20 yaş dişleri, eğer kapanışta değilse, gömülüyse enfeksiyon kaynağı olabileceğinden ve diğer dişlere olan negatif etkileri düşünülerek çekilebilir. Bu dişler dışındaki çekimler ise ortodontik tedavi için diş boyutları ve çene arkı arasındaki uyumsuzluk olduğu durumlarda yapılan çekimler, büyük yıkıma uğramış ve protetik olarak yük taşıyamayacak dişler, diğer gömülü dişler ve zamanı geçtiği halde daimi dişlerin sürmesine engel olarak ağızda kalan dişlerdir. Kanal tedavisi ve diş eti tedavileri ile günümüzde hemen hemen tüm dişler ömür boyu ağızda tutulabilmektedir.

 

Peridontal Hastalıklarının Sebepleri

 

Genetik faktörler

Yapılan araştırmalara göre %30 oranında genetik bir yatkınlık vardır. Ailede dişeti problemi olan bir kişi var ise mutlaka rutin kontrollerin yapılması gerekmektedir. SİGARA Dişetlerinin yumuşamasına ve dişeti hastalıklarının gelişmesine neden olur.

 

İlaç kullanımı

Doğum kontrol hapları, anti-depresanlar, epilepsi ilaçları ağız sağlığınızı etkiler. Bu yüzden bu ilaçlardan birini kullanıyorsanız lütfen diş hekiminizi uyarınız ve ağız hijyeninize ayrıca önem veriniz.

 

Hormonal değişikler

Hamilelik, puberte, menapoz, mensturasyon gibi hormonal değişikliklerin yoğun olduğu dönemlerde ağız hijyeninize extra özen göstermeniz gerekmektedir. Diş etleriniz bu dönemlerde daha hassas olur. Diş eti hastalığına yatkınlık artar.

 

Stres

Araştırmalar göstermiştir ki stres, periodontal hastalıklar da dahil olmak üzere vücudun enfeksiyonla mücadelesini zorlaştırmaktadır.

 

Diş sıkmak veya gıcırdatmak

Diş ve dişeti arasındaki kuvvetin azalmasına neden olarak periodontal doku yıkımına sebep olurlar. Diş etlerindeki çekilmenin bir sebebi de diş sıkmaktır. Mutlaka gece plağı takılarak bu sıkmanın durdurulması gerekir. Kötü beslenme vücudun, immun (bağışıklık) sisteminin zayıflamasına ve buna bağlı olarak, diş eti enfeksiyonu da dahil olmak üzere enfeksiyonlarla mücadelesinin zorlaşmasına neden olur.

 

Diabet – şeker hastalığı

Diabet hastaları periodontal (dişeti) enfeksiyon açısından yüksek risk grubuna girerler. Mutlaka rutin diş eti kontrollerinin yapılması gerekir.

 

Kötü yapılmış kuran köprü ve dolgular

Dişetine basan ve taşkın yapılmış dolgu, kuron ve köprüler dişetlerinde problem oluşturur. Dişeti hastalıklarının erken safhalardaki tedavisi genellikle diş taşı temizliği ve kök yüzeyi düzleştirmesidir. Bu aşamalarda dişlerin etrafındaki ceplerden bakteri birikintileri ve diş taşları uzaklaştırılır ve kök yüzeyleri düzleştirilir. Bu işlemlerle iltihaba neden olan bakteriler ve toksin maddeler ağızdan uzaklaştırılır. Dişeti hastalıklarının erken safhalarında uygulanan bu işlemler genellikle yüz güldürücü sonuçlar için yeterli olmaktadır. Daha ilerlemiş vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir. Cerrahi müdahalenin amacı; derin ceplerdeki diştaşlarını ve hastalıklı dokuları ortamda uzaklaştırarak iyileşmenin olabilmesi için kök yüzeylerini düzleştirmek ve dişetlerine kolay temizlenebilmesi için şekil vermektir.

Periodontal tedavi ile elde edilen olumlu sonuçları korumanın tek yolu dişlerin fırçalanması, diş ipi ve bakteri birikintilerini ortamdan uzaklaştıran kimyasal ajanların düzenli olarak kullanılmasıdır. En önemlisi de dişekiminin önerdiği aralıklarla kontrolün yapılmasıdır.